Enbiya suresi 30. ayet meali: “İnkâr edenler, gökler ve yer bitişik iken onları ayırdığımızı ve her canlıyı sudan yarattığımızı görmezler mi? Hâlâ inanmayacaklar mı?”
Ayette açıkça göklerin ve yerin bitişik iken birbirinden ayrılmasından bahsedilmektedir. Bu gibi kainatın göklerin yerin yaratılışına dair ayetler müteşabih olabilmektedir. Müteşabih ayetler insan aklının erişemeyeceği ihata edemediği hakiki anlamını sadece Allah’ın bildiği veya belki ilimde derinleşenlerin belirli paye kadar anlayabildiği ayetlerdir. Zira kainatın yaratılması gibi ucu bucağı olmayan derinlikte bir meseleye dair olan ayetlerin insanın sığ bilgisince ve aklınca anlaşılması da mümkün değildir. Ancak Enbiya suresi 30. ayette mealen :”İnkâr edenler, gökler ve yer bitişik iken onları ayırdığımızı ve her canlıyı sudan yarattığımızı görmezler mi?” denilerek insan algısına bir bilgi sunulmaktadır. İnsan algısının anlayabileceği seviyede açıklıkta bir bilgi verilmekte ve onun anlamasına görmesine istinaden “görmezler mi?” diye sorulmaktadır. Bilmiyorum ve fakat bu ayetin müteşabih olmadığı kanaati aklıma geliyor. Zira insanların hatta inkar edenlerin gördükleri bir duruma işaret buyrulmaktadır. Nedir bu durum? Göklerin ve yerin bitişik iken birbirinden ayrılmış olması.
Yerkürenin oluşumu bugün bilim adamlarınca gaz ve toz bulutlarının bir araya gelmesine bağlanmaktadır. Yani yeryüzü ve hatta diğer gök cisimlerinin oluşumu gaz ve toz bulutlarının kütle çekimiyle bir araya gelmesi ve bunların bir araya gelmesiyle birtakım tepkimelerin ortaya çıkması süreçleriyle oluşmaktadır.
Yeryüzü bu şekilde gökyüzünden tamamen ayrılmış katı bir cisim değil uzay boşluğundaki bir takım gazlar ve toz zerreciklerinden oluşan belki sisli-saydam bir bulut gibi bir gaz ve toz bulutuydu yani gökle yer iç içe geçmiş şekilde adeta bitişikti.
Ayette tam da bu duruma işareten yeryüzünün eskiden bu şekilde gökten-uzay boşluğundan ayrı bir cisim olmadığını ve gökle bitişik olduğu belirtilmektedir. Bu bilgi Kur’an’ın indirildiği zaman bırakın bilinmeyi hayal bile edilemeyecek fantastik hayal kurgulara benzeyen ve fakat tamamen gerçek bir bilgidir.
Gerçekten yeryüzü oluşmadan önce gökyüzü ile iç içe geçmiş şekilde iken sonradan bu şekilde cisimlenmiştir. Bu bilgiye biz daha yeni yeni ulaşmaktayız.
Ayetin 2. bir mucize tarafı da şudur ki: Hitap inkâr edenleredir: “İnkâr edenler, gökler ve yer bitişikken onları ayırdığımızı ve her canlıyı sudan yarattığımızı görmezler mi? Hâlâ inanmayacaklar mı?
“Gerçekten yeryüzünün yaratılışının gaz ve toz bulutundan ortaya çıktığını keşfedenler kafirlerdir. Kafirler bu bilgiyi keşfetmiş ve bu onların da tasdik ettikleri bir bilimsel kabuldür. Dolayısıyla ayetin onların bu olguyu göreceğini bilerek doğrudan kafirlere bu hitabı yöneltmesi ayrı bir mucizedir.
Göklerin ve yerin bitişik iken birbirinden ayrılmasının belki bugun bizim bilmediğimiz ve fakat ilerde keşfedilecek başka şerhleri de olabilir. Allah bilir. Bununla beraber insanlık bu bilgiden mahrum kalmayacaktır. Zira ayet kafirlerin bu bilgiye ulaşacağını açıkça belirtmektedir.