Mucize #25 – Dünya Hakimiyeti

Enbiya Suresi 105. ayet meali: “Andolsun ki, Zebur’da Zikir’den (Tevrattan) sonra yazmıştık ki, muhakkak yere Benim sâlih kullarım vâris olacaklardır.”

Bu ayet çok büyük bir mucize içermektedir. Bu mucize yeni bir keşifle anlaşılmak bilimin bugun fark etmesi veya Kur’andaki belagat mükemmel anlatım veya insanın yapamayacağı birden çok anlam veya incelikler gibi gibi şeyler değildir. Mucize Dünya hâkimiyetiyle ilgilidir. Dolayısıyla bu haberin doğruluğu=doğru çıkabilmesi için sözü söyleyenin tüm dünyayı yönetecek kudrete sahip olması, dilediği insanları-kişileri-grupları-ülkeleri-ideolojileri üste çıkarmaya dilediğini zelil etmeye muktedir olması  ve de gücünden emin olması gerekir.

Şimdi ayetin şerhine bakalım beraber: Ayetin birinci ve herkes tarafından kolayca anlaşılacak bir anlamı yeryüzünde eninde sonunda müslümanların Tam hâkim olacağıdır. Bu İsâ aleyhisselâm yeryüzüne indiği zaman olacaktır. O zaman müslümanlar yeryüzüne tam hâkim olacaklar ve ayetteki haber tam olarak gerçekleşerek mucize ortaya çıkacaktır. Ancak şu an bu mucizeye şahitlik edemiyoruz.

Gelelim açık ve çok büyük bir mucizenin olduğu ayet şerhine şöyle ki: Bu ayet müslümanlara hitap etmektedir. Müslümanlara şu hükmü bildirmektedir. “Yeryüzüne ancak salih kullarım varis olur”. Yani müslümanlara demektedir ki yeryüzüne ancak ve sadece (muhakkak) Salih olursanız varis=hâkim olursunuz. Bu cümlenin mefhumu muhalifi nedir? Şudur:

Salih olmazsanız yeryüzüne varis olamazsınız. (Müslümanlara hitaben söyleniyor)

Allah söz veriyor, diyor ki : Salih olursanız MUHAKKAK size yeryüzünü veririm. Salih olmazsanız da kesinlikle yeryüzünde hâkimiyetiniz olmaz.

Müslümanlara deniyor ki: Salih olursanız mutlaka size yeryüzünü vereceğim. Olmazsanız da mutlaka varis=hâkim olamayacaksınız. Bunun anlamı şudur: Müslümanlar salih olmazlarsa onlar hâkim olamayacağı için kâfirler yeryüzüne hâkim olacaklar. Yani Allah müslümanlara şu haberi veriyor: Siz salih olduğunuz takdirde yeryüzünü size vereceğim, olmadığınız takdirde kesinlikle size vermeyeceğim yani kafirlere vereceğim, kafirleri yeryüzüne varis kılacağım.

Ayet hükmü çok iddialı, çok diyemeyeceğim çok dan çok daha fazlası var. Fevkalade iddialı.

Düşünsenize yeryüzünde ismi hiç duyulmamış bir kabile şeklindeki araplara Vaad ediyor söz veriyor. Salih olursanız size yeryüzünü vereceğim diye. Ve asıl tüyleri diken diken eden yer ise Enbiya suresi Mekke döneminde inmiştir. Yani yeryüzünde bir avuç müslüman varken bu ayet inmiştir, ve Salih olurlarsa dünyaya varis olacaklarını vaad etmektedir.

Mekke döneminde bırakın dünya hakimiyetini bırakın kıtalar arası şöhreti bırakın bölge hakimiyetini bırakın hâkimiyet kelimesini Müslümanlar adeta esir hayatı yaşıyorlar küçücük nokta kadar devletleri toprakları bile yok. Hem de adı sanı duyulmamış, bedevi ve kabile şeklindeki dünya siyasetinde hiçbir ağırlığı olmayan çok zayıf bir topluluğa esir konumundalar

Bu topluluğa vaad ediliyor, Salih olursanız size dünyayı veririm, olmazsanız kâfirleri sizin üzerinize galip ederim.

Bu haber doğru çıkmazsa, tüm dava çöker zira haber yalan çıkar. Demek ki Kur’an Allah sözü değilmiş denir. Tabi haberin doğruluğunun ölçülebilirliği biraz zor, zira hâkimiyet = varis olmak ne zaman gerçekleşir veya Müslüman toplumun Salih olması gerçekleştikten sonra kaç yıl içinde bu olur veya toplumun yüzde kaçı ne kadar Salih ölçmek zor… bu gibi hususlara bakılarak anlaşılacağı için ölçümü biraz zor.

Ancak yinede uzun sürede haberin ölçülebilirliği kesinlikle kanaat verici seviyede var mı evet var.

Şimdi az çok dünya tarihine bakalım ne olmuş haber doğru çıkmış mı?

Bedir Savaşında 313 tane müslüman vardı. Bu ayetin indiği sırada dünyada toplam belki 100-200 müslüman var yok. Fakat dünya hâkimiyeti vaad ediliyor. Gerçekten çok kısa süre içerisinde müslümanlar dünyanın en güçlü devletlerinden olan Bizansa kafa tutmaya başlıyorlar.

Bu ayetin nüzülünden takriben 35 sene içerisinde batıda afrikanın kuzeyinin neredeyse tamamı  doğuda hindistanın kuzeyi kuzeyde hazar denizinin bir kısmı neredeyse karadenize kadar  ve asırların yıkılmayan devleti persleri yıkmış bir Müslüman devleti var.

100-200 kişiye vaad ediliyor, gerçekten toplum ayetteki bahsedilen Salih olma vasfına mükemmel uyum gösteriyor. 35 sene içerisinde bu topraklara ulaşılıyor sonrasında da 200 yıl boyunca dünyanın en güçlü ve dünyadaki en çok söz sahibi devlet müslüman devleti oluyor.

O zaman tek müslüman devleti 4 halifeye bağlı devlet sonrasında emeviler ve Abbasiler olduğu için Müslüman devleti olarak isimlendirdik.

Gerçekten, hiçbir ağırlığı olmayan tarih boyunca isimleri bile bilimeyen arap toplumuna esir konumdaki bir avuç müslümana Salih olurlarsa dünya hâkimiyeti vaad ediliyor, 0 100-200 tane müslümandan oluşan topluluk çok kısa süre içerisinde dünyada hatırı sayılır hale geliyor 100 yıl bile geçmeden ispanya’yı fethedip sonrasında fransa’nın kapısına dayanıyorlar dünyayı tir tir titretiyorlar

Gerçekten tarihçiler ittifak ederler ki 4 halifeden sonraki 2 yüzyılda dünyanın hâkimi müslümanlardır.

Sürecin devamına bakalım

Sahabenin ve onları takip eden nesildeki müslümanların din için fedakarlıkları fevkaladedir. Mesela Sad Bin Ebi Vakkas’ın Perslere söylediği şu söz meşhurdur: ” “Sizin dünyayı sevdiğiniz kadar ölümü-ahireti seven bir orduyla size geliyorum.”” Tabi kimse tutunamıyor karşılarında bu adanmışlıkla aşkla cihad ve şehitlik sevgisiyle savaşan ordulara. Ancak daha sonraki dönemlerde müslümanlar gücün verdiği rehavete kapılıp dinlerinde gevşemeye başlamalarıyla beraber kısa süre içerisinde Abbasi devleti dağılmaya başlıyor. Rüşvet, ahlaksızlık vesair fuhşiyat işlenmeye ve Cihad terk edilmeye başlanması, dünya sevgisinin kalplere girmesiyle Abbasi devleti zayıflıyor ve dağılmaya başlıyor.  Müslümanlar dünya hâkimiyetini bir derece kaybediyorlar.

Devamında ki iki yüzyılda müslümanlar dünya hâkimiyetini kaybediyorlarsa da yine de dünyanın en büyük gücü ya müslümanlar veya belki Doğru Roma ve ve Avrupada Fransızların oluşturduğu blok. Müslümanlar dünyanın en büyük güçlerinden biri olsalar da büyük hâkimiyetlerini kaybediyorlar.

Sonrasında şanlı ecdadımızın müslüman olmasıyla, Türkler çok büyük aşk ve şevkle dine tutunuyorlar ve Cihad ruhuyla devletler kurmaya başlıyorlar İslâm davasını büyük bir samimiyetle ve fedakarlıklarla kucaklıyorlar. Akabinde tekrar büyük Selçuklu devletiyle Allah’ın yeryüzüne yine müslümanları varis kıldığını görüyoruz. Gerçekten 11. Yüzyılın en güçlü devleti Büyük Selçuklulardır.

Devamında anadolu ve ortadoğu’da bazı yerlerde irili ufaklı bazı yerlerde güçlü devletlerden oluşan müslüman bloğu olarak hem de doğuda Timur devleti olarak 100 yıl boyunca daha Müslümanlar yeryüzüne varis olmuşlardır.

Bunun devamında Osmanlı dünyayı 3 yüzyıl titretmiştir tabiri caizse kafirleri inim inim inletmiştir. Tabi daha doğuda İran veya Babürler gibi güçlü müslüman devletleri de olduğu düşünülünce aslında İslam çok büyük bir blog halinde dünyanın tartışmasız tek hâkimidir.

Neticede ayetin indiği tarihten sonraki 1000 sene yani 10 asır boyunca 2 -3 yüzyıl hariç en az 700 yıl belki 800 yıl boyunca müslümanlar yeryüzüne varis olmuşlardır.

Varis oldukları dönemlerde dine sıkı sarıldıkları dönemlerdir. Ne zaman dini bırakmışlarsa ve salih olmak yerine dünyaya dalmışlarsa o zaman da kafirler Müslümanlara galebe çalmaya başlamışlardır.

Son 3 yüzyıla bakalım:

Son 3 yüzyılda özellikle son yüzyılda müslümanların Salih olmakla alakası bile kalmadı. En büyük farz olan namaz bile müslümanların çok büyük çoğunluğu tarafından eda edilmemektedir. Müslümanların genel itibariyle yaşam tarzı olarak islâmla alakasını bile kurmak güçleşti.

Salih olmak = farzları yerine getirmek güzel ahlak , sünnetlere uymak, kalbi dünya sevgisinden arındırmak gibi pek çok hususu kapsarken bugün müslüman toplumu genel olarak Salih olmanın gerektirdiği hasletlerin belki yüzde 10’una bile sahip değil. Bilmiyoruz…

Ayete göre bugün müslümanların kesinlikle zelil olması= kafirlerin yeryüzüne hâkim olması gerekiyor. En azından kafirler hâkim olsun olmasın, müslümanların kesinlikle hâkim olamaması gerekiyor. Bugün tam da o şekildedir.

Yani bugün müslümanlar bu şekilde bir yaşam sürdükleri halde hala güçlü olsalardı yeryüzüne hâkim pozisyonda bulunsalardı ayet yalan çıkacaktı. Zira Enbiya suresi 105. ayete göre salih olmayan müslümanların kesinlikle-muhakkak yeryüzüne varis olamayacağı=zelil olacakları belirtilmektedir. Bugün tam da böyle olmaktadır.

İşte yeryüzünde 100-200 müslüman varken bir ayet iniyor, ayetteki haber ise dünya hâkimiyeti gibi çok çok büyük mesele hakkındadır. Haberi doğru çıkartmak için tüm dünyadaki güçleri yönetecek gücünüzün olması veya korkunç derecede şanslı olmanız gerekmektedir.

Böyle iken sıfır tereddüt ayette vurgulaya vurgulaya haber kesin bir dille verilmektedir. Dikkat edilsin ki haber vurgulanarak söylenmektedir.

Önceden Tevratta ve Zeburda söylendi Kur’anda yine söyleniyor… gibi bir vurgu vardır. ve muhakkak böyle olacak tarzı bir ifade vardır. Ve yeminle başlamaktadır!!! :””Andolsun ki, Zebur’da Zikir’den (Tevrattan) sonra yazmıştık ki, muhakkak yere Benim sâlih kullarım vâris olacaklardır.”

Günümüzde müslümanlar neden bu halde sorusunun cevabı aslında bu ayettir. Harikulade cevabı!


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir