Mucize #24 – Kuran’ın Kendisi

Kuran daki asıl mucize onun belagati ve icazinda. Yani böyle olunca her ayet burada yazdigimiz tarz mucize içermese bile başlı başına mucize olduğunu fark ediyorsunuz.

Zira kurandaki anlatma sanatı, az sözle çok derin manaları mükemmel surette belirtme sanatı, konuyu en vurucu şekilde anlatması veya kafiyesi ve edebi tarafı bırakın taklit etmeyi yanına bile yaklaşılamazdır. Bu cihetten bakınca her ayet mucizeler içeriyor sadece  dinlemesi bile hiçbir şeyden alamadığınız bir huzur veriyor. Belki bundan dolayı kuran tüm insanlığa meydan okuyor. Eğer bunu Muhammed uydurdu diyorsanız benzerini getirin manasında ayet var. Çok dikkat çekicidir ki Müslümanlığı yok etmek için savaşan dünyayı birbirine katan her türlü faaliyeti yüzyıllardır yapan kâfirler bir türlü bu kitabın mislini getiremiyorlar.

Bakara 23: Kulumuza indirdiğimiz kitaptan dolayı bir şüphe içinde iseniz onun benzeri bir sûre de siz getirin, Allah’tan başka taptıklarınızı da yardıma çağırın; eğer iddianızda samimi iseniz!

Bakara 24: Bunu yapamazsanız -ki asla yapamayacaksınız- yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten sakının; o, inkârcılar için hazırlanmıştır.

İsra 88: “De ki: Andolsun, eğer insanlar ve cinler şu Kur’ân’ın bir benzerini getirmek için toplansalar, yine onun benzerini getiremezler. Birbirlerine arka çıkıp yardım etseler de.”

Meydan okumanın dehşetine büyüklüğüne ve kendinden eminliğine bakın. Tüm insanlığa ve cinlere meydan okuyor.

Hud 13: Yoksa “Kur’an’ı kendisi uydurdu” mu diyorlar? De ki: “Eğer doğru söylüyorsanız Allah’tan başka çağırabildiğiniz herkesi yardıma çağırın da, siz de onun gibi uydurulmuş on sûre getirin!”

Hud 14: Eğer size cevap veremezlerse, bilin ki Kur’an ancak Allah’ın ilminin eseri olarak indirilmiştir ve O’ndan başka tanrı yoktur; hâlâ teslim olmayacak mısınız?

İslâm ile 1400 yıldır nasıl mücadele edildiği ortada. Bu hususta milyonlarca kitap yazılmış, binlerce savas yapılmış belki milyon milyarlarca insan ölmüş, devletler kurulup yıkılmış. Hiç gerek yok. Kur’an benzeri ona misil 10 sure yazmaları yeterliydi.

Fakat neden yapamıyorlar? Tektük birkaç girişimleri var aslında: Sonuç komik. Yazdıkları Kur’ana benzetmeye çalıştıkları eserlerle, Kur’anın taklit edilemez olduğunu kanıtlamış oldular. Zira ortaya çıkan kitaplar hiç bir yönden Kur’anla mukayese edilebilir değil, ne içerik ne belagat ne icaz ne sanat ne edebiyat ne mucize ne ahlak hiç birşey yok. 

Düşünsenize Kur’an dünya hayatında şu ana kadar en cok okunan kitap. Ençok insan tarafından okunan. En çok tekrar okunan. En çok ağlanarak okunan. En yüksek duyguları yaşatan tartışmasız tek kitap. Belki pek çok müslüman hayatının en yüksek duygularını Kur’an satılarında okurken veya namazda yine Onun tilaveti sırasında hissetmiştir. Hangi kitap bunların yüzde 1’ini bile yapabilmiştir? Hatta binlerde birini?

Sonra şu ana kadar dünya tarihini en çok değiştiren kitap…

Kendisinden sonraki tüm dünya hadiseleriyle öyle yada böyle az veya çok bir ilgisi var.

En çok ezberlenmiş kitap şu an bile belki milyonu askın hafız vardır (Turkiyede bile şu anda 160 bin hafızlık belgesi olan var)

Dünya haritasını en cok değiştiren kitap. Mesela biz Türkler olarak Kuran olmasaydı Anadoluda değil şu anda mesela orta asya’da olacaktık. Zira Türklerin anadoluya girmesi İslâmiyet sebebiyledir.

Kendisi hakkında en çok kitap yazılan kitap. Milyonlarca ama milyonlarca kitabın konusu doğrudan doğruya Kur’andır.

Bu nasıl bir kitaptır ki kendisi hakkında milyonlarca kitap yazıyorsun ama bitiremiyorsun.

Benzeri varmı bu konuda/konularda? Yok. Yanına yaklaşan değil yanına çıkabilecek bir kitap bile yok. Mesela kurandan sonra hakkında en cok kitap yazılan kitap hakkında kaç kitap yazılmıştır? 10 mu 100 mü? Kur’an için milyonlar, sayısı tespit edilemez. Atıfı kast etmiyoruz doğrudan o kitabı açıklamak için yazılan kitapları kast ediyoruz.

Sonra Kuranın dinletisi de şaheser üstü şaheserdir.

Mesela dinleyiniz:

Meksikalı bir kişinin Kuran tilavetine duygusal tepkisi

Düşünün bu bir şarkı değil, içinde tüm insanlığı ıslah edecek hakikatleri anlatıyor. İçinde hukuk iktisat ilahiyat, felsefe, ahlak, insan tabiatı gibi en zor en esaslı en ilmi konular en zirveden meydan okuyarak anlatılıyor. Peki dinlerken nasıl? En byük şairlerin edebiyatçıların yazmaktan aciz kaldığı bir edebi mükemmelliği var. Düşünsenize tüm kitabın yarısından fazlası nun harfiyle kafiyelidir. Başka kafiyelerde vardır ama arapça olarak dinlerken ve okurken insan hiç anlamasa bile o uyuma hayran kalır.

80 yaşlarındaki bir ispanyol bir amca ilk defa kuranı duyunca tepkileri: Ve duyduğunun Kur’an oldugunu bilmiyor ilk başta ağlıyor neyi dinlediğini bilmeden.

İlk defa Kuran dinleyen yaşlı İspanyol amca

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir