Mucize #3 – Gökyüzüne Yükselmenin Kalp Üzerindeki Etkileri

Enam suresi  ﴾125﴿ ayet meali “Allah kimi doğru yola iletmek isterse onun kalbini İslâm’a açar; kimi de saptırmak isterse, göğe çıkıyormuş gibi kalbine darlık ve sıkıntı verir. Allah inanmayanları işte böyle cezalandırır.”

Bu ayette Allah’ın saptırdıklarının kalbine verdiği sıkıntıyı göğe yükselen kalbine gelen sıkıntıya benzetmesi son derece dikkat çekicidir ve mucize barındırır.

Göğe yükselen bir insanda göğüs içinde ne gibi değişiklikler olur? Buna modern bilim cevap vermektedir.

Göğe yükselen bir insanda ilk değişiklik göğüs içindeki akciğerlerde görülür. Göğe doğru yükselince solunan havanın basıncı ve yoğunluğu azalır. Hava daha ince hale gelir. Dolayısı ile solunan oksijen gazının miktarı da azalır.

Göğe doğru yükselen bir insanın akciğerlerine sıvı birikimi olur. Buna yüksek irtifa akciğer ödemi ‘High-altitude pulmonary edem, HAPE’ denir. Normal yükseklikte yaşayan insanların kısa bir süre içinde yükseklere çıktıklarında (özellikle dağcılarda) başlarına gelebilecek çok tehlikeli bir durumdur.

Akciğerin esnekliğine ‘pulmonary compliance’ adı verilir. Normal bir akciğer belirli bir esnekliktedir ve insan rahat nefes alıp verebilir. Akciğerlere sıvı birikmesi ile (HAPE) akciğerler esnekliğini kaybeder. Bu durum bir balonun kalınlaşması ve şişirilmesinin zor olmasına benzetilebilir. Esneyemeyen akciğerler daha sıkı, daha kısıtlı, daha sınırlı ve daha yetersiz hale gelir. Tam da ayetteki (ضَيِّقًا) deyyikan kelimesi gibi. Yüce Allah bu kelimeyi o kadar muhteşem şekilde seçmiştir ki (ضَيِّقًا) deyyikan kelimesi kaygı-endişe (anxiety) anlamlarına da gelmektedir. Gerçekten de göğe yükselen bir insanda gelişen yüksek irtifa akciğer ödemi ‘High-altitude pulmonary edem’ ‘HAPE’ nefes almada güçlük yaratması nedeni ile çok ciddi kaygı ve endişeye de neden olmaktadır.

Akciğer esnekliğinin yüksek irtifa akciğer ödemine bağlı azaldığını gösteren birçok çalışmadan bir tanesi aşağıda verilmişti. Okumak isteyenler tıklayabilir.

Ayetteki (حَرَجًا) haracen kelimesinin kullanılması da bir mucizedir. Bu kelimenin anlamına baktığımızda bir şeyi fiziksel olarak daraltmak anlamında olduğu anlaşılır.

Göğe yükselen bir insanın göğsünde ne daralır? Bunun cevabını yine modern bilim vermektedir.

Göğe yükselen bir insanda solumuş olduğu havanın incelmesi ve oksijen miktarının az olması nedeni ile bir koruma mekanizması devreye girer. Akciğerlerdeki oksijen azlığı bazı mekanizmalar ile akciğerlerdeki tüm atardamarları kasarak daraltır. ‘Hypoxic pulmonary vasoconstriction’ gelişir. Bu mekanizmaya Euler-Liljestrand mekanizması ‘Euler-Liljestrand mechanism’ adı verilmiştir. Tam da ayette (حَرَجًا) haracen kelimesi ile belirtildiği gibi.

Göğe yükselen bir insanın soluduğu havanın incelmesi nedeni ile aldığı oksijen miktarı azalır. Akciğerlere sıvı dolar (Akut akciğer ödemi). Bu sıvı dolması akciğerlerin esnekliğini azaltır. Akciğer sıkı, sert, kısıtlı, yetersiz hale gelir. Ayrıca akciğer atardamarlarının tümü daralır.

1400 yıl önce yaşamış olan bir beşer göğe yükselen bir insanın akciğerlerindeki değişiklikleri nasıl olur da bu kadar net işaret edebilir?

Muhammed peygamber yüksek irtifalara çıkan dağcılara otopsi mi yapmıştır? Solunum fonksiyon testleri mi yapmıştır?

Arabistanda mesela son derece meşhur Uhud dağı 1050 metre civarında bir yüksekliğe sahiptir zaten dağın başlangıcı 500 metre civarı irtifadadır yani dağın yüksekliği 500 metre olup son derece  Arabistan çöl bir ortam olduğu için bu durumun hissedilebileceği yüksek dağlar bulunmamaktadır. Kaldı ki ayettte dağa çıkmaktan değil göğe yükselmekten bahsetmektedir. bu kalbin daralması çok yüksek bir dağa çıkmakla değil mesela açık hava ile teması devam ederken ayette belirtildiği gibi bir insanın aniden yükselmesi ile olursa çok daha fazla hissedilecektir.

Aslında kendi kanaatimce asıl mucizenin ne müslümanlarca ne de kafirlerce tam anlaşılabileceğini düşünmüyorum. Zira müslüman, inanç meselelerinden dolayı kalbinde göğe çıkıyormuş gibi bir darlık hissetmezki ayetteki, hale şahitlik edebilsin. Kafir ise o hali yaşar ama ayetten bi haberdir veya ayete zaten inanmaz. Belki ehli vicdan bir kafir yıllarca inança meselelerinden dolayı kalbinde hissettiği bu rahatsızlığı daha sonra göğe çok hızlı çıkarken yaşar ve bağdaştırırsa ve ayeti de görmüş biliyor ve hatırlıyorsa bağdaştırıp fark edebilir.

Bu mucizenin anlatımının önemli bir kısmında şu kaynaktan aynen alıntı yapılmıştır: https://kuranmucizeler.com/onun-gogsunu-siki-daraltilmis-yapar-sanki-yukseliyor-o-goge


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir